Yezit, Muaviye, Mervan, Sıffin, Kerbela, Çaldıran, Kuyucu Murat Paşa, Ebu Suud, Yavuz Selim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ???
1400 yıldır Alevilere yapılan katliamları, tarih kitapları yazmaktan bıktı, katliamcılar bıkmadı. Bu kadar acı, zulüm, sömürü, horlanma, aşağılanma, asimilasyon, katliam, kendini inkara zorlama... Bu Alevilerin kaderi mi? Bu nasıl bir kara kaderdir? Bu nasıl bir trajedidir? Ey insanlık! Ey dünya! Ey gökyüzü! Utanmıyor musunuz? Bu trajedileri seyretmekten bıkmadınız mı? Ey insanlık! Bir toplumun inancından dolayı bu kadar acı çeker mi? Bu ne makus talih. Ey yezitler, mervanlar, yavuzlar, kuyucu paşalar, hınzır paşalar bıkmadınız mı, Alevileri katletmekten? Ey toprak! Doymadın mı kana? Ey Aleviler! Artık yeter demeyecek misiniz? Dur demenin, diyebilmenin zamanı gelmedi mi? Hakkını aramak suç mu? Yapılan bunca katliamı sorgulamak Alevilerin hakkı değil mi? Alevilerin hakkıdır, bunca katliamın neden niçin yapıldığını sormak. Bu bir intikamcılık değil, yeni katliamların olmaması için bir önlemdir. Bu önlem alınmadı mı, katliamlar devam eder. Alevi toplumunun bu kadar acı çekmesine sayılamayacak kadar çok katliama maruz kalmasına katliamcılar kadar susanlar da ortaktır. Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek üç maymunları oynayanlar da katliamcılar kadar suçludur. Katliamlar karşısında hiç bir şey yapmayarak adeta yeni katliamlara davetiye çıkartan Aleviler de katliamcılar kadar suçludur. Ey Aleviler! Geceleri sıcak yatağınızda uyuyabiliyor musunuz? Hiç aklınıza gelmiyor mu, Pir Sultanlar, İmam Hüseyinler? Hiç aklınıza gelmiyor mu, daha dün Sivas’ta diri diri yakılarak şehit edilen insanlar? Hiç aklınıza gelmiyor mu, Gazi’de öldürülen insanlar? Ey Aleviler! Dünyada sizden başka toplumların başına bunlar gelse onlar hesaplarını katmerli olarak sorarlar. İşte Yahudiler. II. Dünya Savaşında öldürülen, çalıştırılan Yahudilerin hesabını soruyorlar. Peki siz Aleviler hiç sorma gereği duymuyor musunuz? Sizlerde onur, vicdan, haysiyet yok mu? Sizler utanmıyor musunuz? Bir hayvana vurduğunuz zaman tepki koyar. Sizin soyunuz kurutuldu, neden bir inilti çıkarmıyorsunuz? Dernek açtınız kahvehane yaptınız, kağıt oynayıp, bira içip şifreli kanalda maç seyrediyorsunuz. Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de öldürülen sizler değilmiydiniz. O insanlar Alevi oldukları için öldürülmediler mi? Siz bırakın Alevi olmayı, insan olmanın gereği olarak bir tepki koyun.
Giden bunca cana yazık değil mi? Kimseyi öldürmeye, hakaret etmeye davet etmiyoruz. Ama deyin ki “durun, nedir siz katliamcılardan çektiğimiz?”. Bunu söylemek suç değil.
Ey insanlık! Ey insanlığın güzide kuruluşları: Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, NGO’lar (hükümet dışı kuruluş), Lahey Adalet Divanı, Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi sizler bir balinayı kurtarmak için bütün dünyayı seferber ediyorsunuz, bir ağaca takılmış bir kedi yavrusunu kurtarmak için onlarca kişiyi seferber ediyorsunuz. Peki sizler, Aleviler Sivas’ta diri diri yakılırken bir bildiri bile yayınladınız mı? Bırakın müdahale etmeyi, Gazi’de insanlarımız günlerce işkence görürken, sizler kınadınız mı? Alevilerin hayvanlar kadar değeri yok mu? Bu nasıl insan hakları savunuculuğu, bu nasıl demokrasi anlayışı. Aleviler uzaydan gelmedi, sizden fazla bir şey istemiyorlar. İstedikleri sadece bir kerecik olsun kınayın. Yoksa siz de katliamcılarla aynı fikirde misiniz? Alevilerin bu dünyada yaşama hakkı yok mu? O zaman uzayda bir yer açın
Aleviler gitsin orada yaşasın. Eğer bunuda yapamıyorsanız, Alevileri topluca nükleer bombalarla öldürün. Öyle bombalarınızın varolduğunu biliyoruz. Sadece Alevileri öldürecek bir kimyasal bomba üretin, Alevilerden kurtulun.
Dünyanın saygın (!?) kuruluşları; Alevileri yapılanları kınamak için asırlar geçmesi mi gerekiyor? Ya siz Aleviler; sizlerin artık bizde katledilmek istemiyoruz, inancımızı özgürce yaşamak istiyoruz, Alevilere yapılan bunca haksızlıktan dolayı, katliamcıların bizden özür dilemesini yeni katliamlar olduğu taktirde anında tepki koymak için “örgütlenmemiz gerekiyor” demeniz için asırların geçmesi mi gerekiyor? Sizler hâlâ “bana ne” politikasını yapmak istiyorsunuz? Sizler hâlâ kahvehaneye çevirdiğiniz, çeşitli politik ihtirasları olanların cirit attığı, Alevilik dışında her şeyin konuşulduğu derneklerle mi kendinizi sınırlı tutacaksınız? Böyle yapmak onurlu, şerefli bir davranış mıdır? Siz
Aleviler; bütün dünyanın saygı duyduğu, yobazların sizlerden özür dilediği, kendinizi inancınız ile özgürce ifade edebildiğiniz, bütün Alevi kurumlarının çatısı altında toplandığı bir cephe, alnınızın açık, başınız dik olduğu bir yaşam istemiyor musunuz? Eğer istemiyorsanız, şimdiye değin ne yaptıysanız aynısını yapın. Yok eğer istiyorsanız, tam sırası.
Haydi mücadeleye, kutsal Alevilik mücadelesine kim ne yapıyorsa şimdi yapmalı.