Hiç kimse kendisini ve bizleri kandırmaya çalışmasın.
Bizler Aleviyiz, Alevi olarak yaşayacağız. Hiç kimsenin bizleri asimle etmeye, inancımızdan vazgeçirmeye hakkı yok. Bizler Aleviliğe inanıyoruz. yaşamımızı bu inanç doğrultusunda yaşamaya çalışıyoruz. İnancımızın yanlışlığı – doğruluğu yalnız bizleri ilgilendirir. Birilerinin çıkıp ta “Aleviler yanlış ibadet ediyorlar” demeye hakkı yok. yanlışsa da bizlerin sorunu, doğruysa da. Bizler inandığımız gibi yaşayacağız.
Bizler gönüllü bir şekilde Alevi inancını benimsedik. Hiç bir zorlamayla Alevi olmadık. Gönüllü Alevi olduk ve bundan da yani Alevi olduğumuz içinde çok mutluyuz. Bizler gönüllü bir şekilde Alevi inancına inandık ancak ne var ki Aleviliğe inanmamamız, Alevilikten vazgeçmemiz için dolaylı ve direkt baskılara maruz kalıyoruz. Hiç kimsenin ne adına olursa olsun, gerekçesi ne olursa olsun bizlere başka bir inancı dayatması, bizleri zorla Alevi inancına inanmaktan vazgeçirmeye çalışmasını kabul etmeyeceğiz. Israrla doğru bildiklerimizi savunacağız.
İnanç özgürlüğü en temel insan haklarından biridir. İnsan istediği inancı seçmekte özgürdür. Başka insanlara zarar vermediği müddetçe istediği gibi ibadetini yapmakta özgürdür. Doğru olanda budur. Ne var ki tarihten günümüze inançları bir iktidar aracı olarak görenler, dinleri toplumları yönlendirmede bir araç olarak kullananlar çoğu zaman bu temel insan hakkını görmezden gelerek kendi doğru buldukları inançları – her türlü yolu mubah görerek- dayatıyorlar. Alevi toplumu tarihten günümüze bu tür dayatmalarla karşı karşıya kalmıştır. Dayatmalardan ziyade olmadık katliamlara, baskılara maruz kalmıştır. Bu maruz kalmalar sekil değiştirmiş olarak günümüzde de devam etmektedir.
Biz Aleviler hiç kimseye “sizin ibadetiniz yanlıştır, sizin ibadet yeriniz doğru değildir“ demiyoruz. Diyoruz ki: „Alevilik bizlerin inancı ve bizler Aleviler olarak cemevinde cem ibadetini yapıyoruz“. Ancak bizlere ısrarla, „sizlerin ibadet yeriniz cemevi değil, ibadetiniz cem değil, başka bir ibadet biçimidir“ diyorlar. Yani kısacası „bizlerin ibadethanelerine gelin bizler gibi ibadet edin, bizler gibi yaşayın“ diyorlar. İşte insanın en temel hakkı olan inancını seçmede özgürlük burada yok sayılıyor. Hiç kimsenin Alevilere kendi inancını dayatmaya hakkı yoktur. Tarih boyunca baskılara katliamlara göğüs gerdik. Şimdide gereceğiz. Ama asla inancımızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz Aleviler nasıl başkalarının inancına saygı gösteriyorsak başkaları da inancımıza saygı göstermek zorundadır. Bu bir lütuf değil, en temel insani hakkımızdır.