Bir Bütün olarak İmam Ali
  • İmam Ali

Bir Bütün olarak İmam Ali

İmam Ali, dünyaya gelmiş en önemli şahsiyettir. Burada bir parantez açarak İmam Ali’nin peygamberlerle karıştırılmamasının gerekliliğini belirtmek isteriz. İmam Ali’nin önemini vurgularken peygamber düzeyine çıkartmıyoruz. İmam Ali bir peygamber değildir. İmam Ali bir önder insandır. Buna önderlerin önderi diyebiliriz. İmam Ali’yi tanımlarken onu abbarttığımız düşünülebilinir. Böylesi bir düşünce yanlıştır. Belki de İmam Ali’yi tam anlamıyla tanımlayamıyoruz

İmam Ali neden bu kadar önemlidir? İmam Ali’nin şahsında sembolleşen değerler toplamı sadece Ali taraftarı toplumlar için değil, bütün insanlık için kazanımdır. Bu değerleri insanlık kavradığı zaman bir çok sorunun çözüme kavuşacağı inancındayız. İmam Ali’yi sadece tarihsel bir siyasi kişilik olarak görenler ve bu siyasal-askeri kişiliğin şahsında ona yüklenen misyonun yanılgı olduğunu iddia edenler ya gerçeklerden bîhaber kişilerdir ya da art niyetli kişilerdir. Elbette İmam Ali’nin siyasi, askeri yönü de vardır. Ama İmam Ali salt siyasetle, askeriyle uğraşmamıştır. İmam Ali, insan yaşamının bütün yönleriyle ilgilenmiş, sadece kendi zamanın ile değil, insanlık yaşadığı müddetçe geçerli olacak tespitler, çözümler geliştirmiştir. İmam Ali komple bir kişiliktir. İmam Ali’nin komple bir insan olmasında etkili olan olayları tarihsel bir zorunluluk olarak görün ya da ilâhi kudretin damgası olarak. Her açıdan da sonuç ortadadır.

 

  • İmam Ali bir filozoftur. Düşünce biçimi, olayları tahlil metodu, sonuçlara varması ve sonuçları anlaşılır bir üslûpla anlatması...
  • İmam Ali bir edebiyatçıdır. Arap toplumunda Kuran’dan sonra edebi değeri olan ikinci kitap İmam Ali’ye ait olan Nehc’ül Belaga’dır. Nehc’ül Belaga’daki üslûp, günümüzde dahi çekiciliğini ve etkiliyiciliğini muhafaza etmektedir.
  • İmam Ali mükemmel bir eş, ideal bir babadır. O Fatma’nın eşidir. Hasan, Hüseyin ve Zeynep’in babasıdır. Bütün bu kişilikler insanlığın kaderinde etki sahibi değiller mi? Daha ne denilebilir ki.
  • İmam Ali büyük bir komutandır. İmam Ali’nin askerlik dehası tartışılmazdır. “La fetta illa Ali, la seyfe illa Zülfikâr” (Ali’nin üstüne yiğit, Zülfikâr’ın üstüne kılıç yoktur) sözü öyle gelişi güzel söylenmiş bir söz değildir.
  • İmam Ali dürüst bir siyasetçidir. Bazı kimseler İmam Ali’nin çok kötü bir siyasetçi olduğunu söylerler. Buna kanıt olarak da, muaviye lânetlisinin hakem olayını gösterirler. Bu kimselerin siyasetten anladığı sahtekârlık, düzenbazlık, haysiyetsizlik, yalakalık, riyakârlıktır. İmam Ali bunun yanında sadece siyasette değil, yaşamın her alanında dürüstlüğü, hakkaniyeti, doğruluğu, haysiyeti, edep-erkânı savunmuştur. Siyaseti kirlilikten kurtarmak istemiştir. Aslında İmam Ali’nin duruşu, günümüzde bile en ideal olanıdır. Yani namuslu siyasettir İmam Ali’nin yaptığı. Bazı çağdaş muaviyeler, siyaseti bir rant kapısı olarak görmekte ve bu yolla insanları sömürmekteler. İmam Ali’nin siyaset anlayışı eninde sonunda galip gelecektir. Neden? Çünkü, yönetilenler kendilerini yönetme iddiasında olanların dürüstlüğüne bakacaklar. Bazı siyaset cambazları kendilerini muaviye taktikleri ile bir süre gizleyebilirler. Fakat bunların uzun ömürlü olamayacaklarını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
  • İmam Ali bir insan hakları savunucusudur. İlgilenenler George Jerdak adlı yazarın  yazdığı altı (6) ciltlik “İmam Ali ve insan hakları” adlı kitaba başvurabilirler.
  • İmam Ali eşitlikçidir. İmam Ali, kendisi halife olduğu dönemde en sıradan insan ne maaş alıyorsa kendisi de aynı maaşı alıyordu. Ne eksik ne de fazla. Bu yüzden İmam Ali’yi kardeşi dahi terk etmiştir. Nasıl olurda devletin başı, bütün hazinenin tek sorumlusu, eski bir köle ile aynı maaşı alır? Bundan da bir eşitlik olur mu?

İmam Ali’nin önemini, olaylara bakışını özetlemek dahi oldukça zor. Bizlerin yaptığı özetin özetinin özetidir. İmam Ali’yi anlamak için biraz sabır göstermek lâzım. Yazar George Jerdak, İmam Ali’nin insan hakları boyutunu yazmak (anlatmak) için altı (6) cilt yazmıştır. Yine de eksik tarafları olduğunu söylemekte. İmam Ali, dünya üzerinde en çok yazı yazılan şahsiyetlerin en başında yer almakta.

İmam Ali’yi tanımak gerekir. Tanıyıp sevmek gerekir. Neden gerekir? Eğer İmam Ali gerçek anlamıyla, tam manasıyla kavranırsa, bunun sonuçları yaşamın her alanında başarı ve mutluluk demektir. Bizler bunun doğruluğundan şüphe duymuyoruz. İnanıyoruz ki; insanlık İmam Ali’yi bir gün bütün boyutlarıyla tanıyacak ve bundan, bu değerler bütününden çok önemli sonuçlar alacaktır. İmam Ali, insanlığın makro düzeyde yaşadığı ne varsa; savaş, ihanet, çelişki, yoksulluk, anlaşılmamak, dışlanmak, zulüm... kısacası olumlu olumsuz ne varsa hepsini mikro düzeyde yaşamıştır. Yaşadığı için de önemli sonuçlara ulaşmıştır. Fakat ne acıdır ki, anlaşılmamıştır. Onu en çokta Ali taraftarı olduğu iddiasında olanlar yaralamıştır. Çünkü İmam Ali’yi anlamamışlardır. Eğer az da olsa İmam Ali’ye anlam verebilirsek, bundan emin olun ki, her anlamda kazançlı çıkılır. Anlayamıyorsak dahi samimice anlamaya çalışalım. Artık ne kadar anlayabilirsek.

Tekrar belirtelim ki; İmam Ali’nin şahsında somutlaşan değerler bütün insanlık içindir. Salt bir grubun, cemaatin, toplumun değil. Önemli olan hangi toplum, cemaat, grup olursa olsun buna gereken anlamı verebilmektir.

Aşağıda İmam Ali’nin bazı deyimlerini alıyoruz. Dileriz başlangıç manasında yararlı olur. Bilinir ki; büyük yangınlar çok küçük kıvılcımlardan başlar.