Asıl adıyla Recep olarak bilinir. Hacı Bektaş Veli’nin akrabası olduğu sanılmaktadır. Hatta bazı kaynaklar amcasının oğlu notunu düşmektedir. Bilinen asıl gerçek ise, Hacı Bektaş Veli ile birlikte Anadolu’ya gelmesi, Anadolu velilerinden birisi olmasıdır. Hacı Bektaş Veli tekkesinin önemli bir dervişi olup, bu tekkedeki geliştirilmiş Anadolu Alevi tasavvufunu Anadolu toprağına serpmesinde emeği olanlardan bir tanesidir. Seyyitliği 12 İmamlardan Aliyyül Naki’nin soyuna dayandırılır.
Bu pir Hacı Bektaş’ın ölümüne kadar Suluca Karahöyük’te kaldığı ve pirin en yakın arkadaşlarından ve yardımcılarından birisi olduğu ve Hacı Bcktaş Veli’nin ölümü ardından, kendisi de Anadolu Erenleri kervanına katılarak Uşak İli’nin Susuz mevkisini yerleşim alanı olarak seçtiği ve burasına tekke açtığı biliniyor.
Adına yazılmış Velayetnamesi zaman zaman Hacı Bektaş Velayetnamesi ile karıştırılmaktadır. Bununla birlikte anlatılan olaylar çoğu kez aynı konuları içermektedir. Hacim Sultan Velayetnamesi adlı yazma nüshaları bulunmuştur.
Hacı Bektaş cemlerinde talibe öğretilen makamlar içerisinde meydan taşı Kolu Açık Hacı Sultan’a orantılı olarak söylenir. Hacı Bektaş’ca kendisine verilmiş olan tahta kılıç ile terbiye edici olarak görevli olduğu konusu bilinir. Kolu Açık Hacım Sultan’ın meydan taşı Bektaşilerce terbiye edici, korkutucu ve belirleyici olarak kabul edilirken, bu makama sonsuz saygı gösterilmektedir.
Adıyla ilgili bir de menkıbe anlatılır. Bu menkıbeye göre bir gün Hacı Bektaş Veli Sultan kendisine batın kılcını sunar ve bu meydanımızın celladını sana sunduk. Bizim buyruğumuz olmadan bu kılıcı kullanmayasın, der. Bu kılıç tahtadan yapılmıştır. Hacim Sultan elindeki kılıcın kesip kesmediğini denemek ister. Önünden geçen sakanın katırı üzerinde elindeki tahta kılıcın kesip kesmediğini denerken, katıra hafiften dokunduğu tahta kılıç, sakanın katırını ortadan ikiye böler. Olay kısa sürede Hacı Bektaş Sultan hazretlerine iletilir. Hacı Bektaş beddua eder ki, kolun tutulsun Hacim Sultan, der. Kolu tutulan Hacim Sultan rahatsızlık duyar. Koluyla iş yapamaz duruma gelmiştir. Yaptığı hatayı anlayan Hacim Sultan’ın pişmanlıkları para etmez, iş işten geçmiştir. Ancak orada bulunan arkadaşlarından Sarı İsmail, Resul Baba, Seyyid Cemal, Yahya Paşa: araya girerek pirden Hacim Sultan adına özür dilerler, olayın istemeyerek yapılmış bir hata olduğunu ve kolunun bu durumdan kurtulmasını isterler. Hacı Bektaş arabulucuların istekleri karşısında “kolun açık olsun”demesiyle Hacim Sultan’ın kolu yeniden eski haline döner. Ama o günden sonra Hacim Sultan’ın adı Kolu Açık Hacim Sultan olarak kalır.
Hacim Sultan Vilayetnamesi’nin yazarının kesin olarak belli olmamasına karşın bazı kaynaklarda Derviş Burhan adında birisinin yazdığı kaydedilir.
Yine bu vilayetnamede Hacim Sultan’ın Hacı Bektaş’la birlikte Anadolu’ya gelişi, Batı Anadolu’da Germiyan İli’ne yerleşmesi ve oradaki yaşamı konu edilmektedir. Ancak Hacı Bektaş Veli, halifelerden adına vilayetname yazılmış tek halifedir. Bu da Hacim Sultan’ın Anadolu’daki önemini vurgulaması bakımından önem taşımaktadır.
Hacim Sultan’ııı Uşak İli’ne 3 km. uzaklıkta bulunan türbesi onun gerçek makamı ve burada kurmuş olduğu tekke vakfının olduğu yine çeşitli vakıf kayıtlarında rastlanmaktadır. Uşak bölgesinde yetiştirdiği öğrencileri ve bu tekkenin bilim adamları Ege bölgesine Alevi-Bektaşi tohumlarını atarak, bu tohumların Anadolu topraklarında yüzyıllarca hem yurt savunmasında hem de zalim yöneticilere karşı amansız mücadele vererek topraklarında yaşayan Türkmenlerin haklarını korumuştur. Bedrettin’in Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal müritlerinin bu tekkenin bağlantılı yoldaşları olduğu bir gerçektir.
Hacım Sultan’ın değişik yörelerde makamları bulunmaktadır. Bu makamlar arasında yurt dışında bulunanları bile vardır. Bunlardan birisini Hasluck Yugoslavya ile Bulgaristan sınır bölgesinde olduğunu söyler.