Sözlerimizin asil muhatapları Alevilik Bilincine sahip veya bu bilince ulaşmak isteyenlerdir. Yaşamı anlamından uzak bir şekilde yaşayan (aslında buna yaşamamak da diyebiliriz, çünkü bunlar ne için yaşadıklarını bile bilmeyen kimselerdir) insanlara söyleyecek sözümüz yok.
Sözümüz; hayatı anlamına uygun bir şekilde yaşayan, yaşadığı her saniyeyi verimli kılmanın uğraşında olan, her türlü yozluk ve yobazlıktan uzak duran, her nefes alış verişi anlamlandıran kimseleredir. Her tür yozluğun, yobazlığın girdabında olanlara, her türlü çirkeflere bulaşmayı yetenek sanan, yaptığı ahlaksızlıkları marifet olarak anlayan, insani değerlerden sırt çeviren kimselere söyleyecek sözümüz yok. Sözlerimizin muhatapları, insan onurunu temsil edenleredir. Bin bir tür hileli çıkar ilişkilerine direnen, ısrarla kötülüğün karşısında olan, zalimlere imam Hüseyin ve Pir Sultan gibi direnenleredir. Muaviyeleşen, Hınzır Paşalaşan, Yezidleşen; kısacası kötülükte şeytanı bile yarı yolda bırakanlara söyleyecek sözümüz yoktur.
İnsanlığın asil ve yüce temsilcilerine söyleyeceklerimiz çoktur.
İnsana yücelik yakışır. İnsan fıtratı itibarıyla zaten yücedir. Bunu bilince çıkaran insan için ötelerin ötesine ulaşmak için hic bir neden yoktur. Bunca Evliya, Eren, Enbiya, Veli ve Kamil İnsanlar buna örnektir. Bu insanlar layıkıyla insanı temsil etmişlerdir. Ötelerin ötesine varmışlar, insanlığa ışık olmuşlar ve sadece yaşadıkları dönemlerde değil, her daim ışık olmayı sürdürüyorlar.
Bir tarafta insanlığın asil temsilcisi olmak varken, ötelerin ötesine, mertebelerin en yücesine erişmek varken neden bir takım kimseler kendilerini bazı maddi ilişkiler ve güçle sınırlı tutarlar? Sonuçta maddi güce de ulaşamazlar ve yaşamları nafile çabalarla son bulur. Çok yazıktır böylelerine. Oysaki insanın yapısında yücelik var. İnsanda Tanrısal nefs/ruh var. Hal böyleyken insan bunun farkında değil ve kendisini üç-beş parça maddi eşyayla sınırlı tutuyor.
İnsan kendisini maddiyatla sınırlı tutmamalı. Elbette maddiyat gerekiyor. Ancak maddiyat araçtır. Maddiyatı araç yerine amaçlaştıranlar yaşamı anlamsızlaştıranlardır.
Tekrar tekrar ısrarla vurgulamak gerekiyor ki para her şey değildir. Belki çok şeydir ama asla her şey değildir.
Bazıları sanıyor ki paraları oldu mu her şeyleri olur. yanılıyorlar. Olmaz. Mümkünde değil. Sevgi para ile satın alınamaz. Sevinç, sevme, sevilme, saygı para ile satın alınamaz.
Değerli olan sevgi ve saygının hakim olduğu ilişkilerdir. Eş-aile ilişkisinden tutalım, dost-arkadaş ilişkilerine kadar. Bütün ilişki biçimlerinde olması gereken sevgi, saygı, bağlılık, sadakat, güven... dir. Bunları para ile satın alamazsınız. Paranın gücü ile sizden korkulunmasını belki sağlarsınız, ya da yüzünüze gülünmesini. Oysa bunlar sahtedir.
Bizlerin hedeflediği ve yaşamımızda hakim kılmak istediği samimiyet, ölümüne bağlılık, çıkara dayanmayan arkadaşlık, sevgi, düzey, ciddiye alınma ve ciddiye alma, yüceltilme, geliştirilme.... dir. Bu tür ilişkilerin mümkün olduğunu kanıtlamak için önderlik gücü gerekiyor. Önder olmak birazda bunları yapmaktır. Etrafımızdaki insanların güvenini kazanmak; dostluğumuzla, samimiyetimizle, dürüstlüğümüzle... hedeflediğimiz yaşamın kişiliğimizde somutlaşması, elle tutulur hale gelmesi gerekiyor.
karşımızdakini ciddiye alacağız. Eger ciddiye alınmak istiyorsak ciddiyetle yaklaşacağız. Düzeyimizi düşürmeden, sürekli geliştirmeyi ve gelişmeyi esas alarak dostluğumuzu sunacağız.
Sıradan ilişkileri aşıp en optimal ilişki seviyesine ulaşmak istiyorsak çabamızda süreklilik olmalı. Doğrularımız neyse, onlara inanıyorsak bu inanmanın gereklerini yerine getirmeliyiz. kararlılığımız keskin olmalıdır. Eger düşünce bulanıklığı veya gelgitler yaşıyorsak bu şüphesiz davranışlarımıza ve dolayısıyla da ilişkilerimize yansır.
Kimseden zorla bir şey talep ettiğimiz yok. Birilerini yaşam tarzımıza zorladığımız yok. Bizlerde esas olan bilinçli bir tercihtir. Zorlamalarla yapılan şeylerin sonuçsuz kaldığını defalarca gördük.
Bizler zorlamalarla değil, gönülülük temelinde bir araya gelinmesinden yanayız. Bir arada olmanında ilkelerini ortaya koyuyoruz. Ortak paylaşımlarımız için, özlemini duyduğumuz ilişkilerin yeşermesi içinde ilkelere uymak gerekiyor. Birileri iyi niyetimizi enayilik, samimiyetimizi saflık, dostça paylaşımlarımızı kerizlik olarak algılarsa aramızda yeri yoktur. Kültürel değerlerimizi küçümseyen, toplumsal değerlerimizi aşağılayan, en basitinden türkülerimizle alay edenlerin aramızda yerleri yoktur. Bunları ve kendimizi yormadan bazı şeyleri önceden hesaplamamız gerekiyor.
Önderlik olunmak isteniyorsa, neden olunmak istendiği ve bunun için hangi kriterlere uyulması gerektiği konusunda belirtilenler önemlidir.