Hacı Bektaş Kadıncık’ın evine yerleştiği günlerde, Sulucakarahöyük’te ancak yedi ev vardı. Bu yüzden büyükbaş hayvanları güdücüye vermezler; dönüşümlü olarak kendileri güderlerdi.
Sığırlar otlaya otlaya, Hünkâr da onlarla birlikte Mucur yolundaki Beştaş’ın bulunduğu yere geldi. O sıralar da İdris’in kardeşi Saru, öküzlerini çiftten getirip sığıra kattı. Ayrılıp köye gideceği sırada Hünkâr “Saru, senin sığırını ben gütmem; kurt yerse bir zarar olursa benden bilme; al öküzlerini git ne yaparsan yap”, dedi. Saru, “Bugün”, dedi, “nöbet İdris’in, sana inandı, sığırı sana emanet etti, işine gitti.; ben de bu köyün bir bereyiyim, öküzlerimi yalnız mı güdeyim; benim öküzlerimi de gütmen gerek.” Hünkâr ise sözlerini yineleyerek, “Ben senin öküzlerini gütmem; kurt yerse, bir zarara uğrarsa benden bilme”, dedi, “benim öküzlerim de köylünün sığırlarıyla birlikte güdülecek”. Hünkâr bu kez Beştaş’a döndü ve “Beştaş siz tanık olun. Saru’nun öküzlerini gütmeyeceğim, kurt yerse ya da bir zarar gelirse ben sorumlu değilim; eğer bir gereksinme ortaya çıkarsa sözlerime tanıklık edin”, dedi.
Saru, bunları dinledi ama, aldırış etmedi; öküzlerini bırakıp gitti. Akşama doğru sığırlar köye geldi; Saru’nun öküzleri yoktu. Saru, öküzlerini aramaya yazıya çıktı; dört öküzünden ikisini kurtların yediğini gördü. Hünkâr’a gelip, “bugün sığır gütme nöbetinin sorumluluğunu üzerine aldın; köylünün sığırlarını güttün; benim öküzlerimi ise kurtlara yedirdin; benim zararım oldu, ödemen gerek”, dedi. Hünkâr, “sana söylemiştim; bunda benim bir sorumluluğum olamaz”, diye cevapladı. Saru Hünkâr’ın sözlerini inkar edince, Hünkâr, “Benim tanıklarım var”, dedi ve topluluğa haydi tanıklarımın yanına gidelim, sizler de dinleyin.
Köy halkıını bir kısmı Hünkâr’la birlikte Beştaş’ın yanına geldi. Hünkar, taşları göstererek, “işte tanıklarım bunlar”, dedi. Köylüler “bunlar taş”, dediler, “nasıl tanıklık eder?”. Hünkâr o an Beştaş’a döndü ve şöyle seslendi: “Beştaş, Tanrı izniyle olayı doğruca söyleyin, tanıklık edin bana”. Bu sözlerin üzerine taşların beşi de Tanrı izniyle dile geldi, “Saru öküzlerini sığıra katmak istediği zaman siz, ben senin öküzlerini gütmem; kurt yerse ya da bir zarar gelirse benden bilme dediniz; o dinlemedi kattı; siz de bizi tank tuttunuz”, dediler.
Köylü taşların tanıklığını duyunca Saru’ya lanet etti; tümü Hünkâr’ın ayağına baş koydu. Saru, homurdanarak oradan ayrıldı.