Zülfikar Bir Savaş Aracı Değildir
  • Alevilik

Zülfikar Bir Savaş Aracı Değildir

Günümüzde Alevi kimliğini dışa vurmanın, açıkça ilan etmenin sembollerinden olan Zülfikar, İmam Ali'nin ucu çatallı kılıcının adıdır. İnancımıza göre Zülfikar, Allah tarafından Hz. Muhammed'e gönderilmiş ve Hz Muhammed'de İmam Ali'ye hediye etmiştir.

Bütün bunlar ve Hz. Muhammedin söylediği: La Fetta ila Ali La Seyfe ila Zülfikar, Türkçesi: Ali'nin üstüne yiğit, Zülfikar'ın üstüne kılıç yoktur sözü bile başlı başına, Zülfikar'ın üstünde durulması ve doğru mana verilmesi gereken önemli bir konu/kavram olduğunu gösteriyor.

Zülfikar esas itibariyle Arapça bir kavramdır. Zülfikar kelimesi bir çok dilde farklı telaffuz edilerek kullanılmaktadır. Bu noktada her ne kadar Zülfikar denildiğinde akla İmam Ali'nin kılıcı gelse de, Zülfikar'ın etimolojik olarak anlamına dair bir çok bilgi ortaya çıkmıştır. Bu bilgilere göre Zülfikar, “fikir sahibi olmak, iki parçalı, delici, omurgalı (omurgalıdan kasıt insandır), çentik vb.” anlamlara gelmektedir. Ancak kelimenin kökeninden ziyade bizleri ilgilendiren taraf,  onun bilinen ve genel manada kabul gören İmam Ali'nin kılıcı olması noktasıdır. Dolayısıyla etimolojik olarak anlamı ne olursa olsun sonuç itibariyle Zülfikar denildiğinde herkesin aklına İmam Ali'nin kılıcı geliyor.

İmam Ali'nin kılıcı olan Zülfikar günümüzün en önemli Alevi sembollerinden biridir. Bu sebepten Zülfikar üzerine bazı doğruları dile getirmekte yarar var. En başta Alevileri ve Aleviliği yeni tanıyanlara sevgi, hoşgörü, insan merkezli bir inancın nasıl olup ta bir kılıcı sembol olarak benimsediği çelişkisine/sorusuna anlaşılır bir cevap verilmelidir.

Aleviliğe yabancı bir kimsenin ilk etapta çelişki gibi algılayacağı Zülfikar sembolü sıradan savaşlarda kullanılan dolayısıyla insan öldüren, kan döken bir kılıç değildir. Aleviliğin merkezinde insan ve insan sevgisi vardır. Alevilik asla kanı ve şiddeti övmemiştir. Aksine, şiddeti, kanı, savaşları her daim mahkum etmiştir. Kardeşliği, dostluğu, paylaşımı, barışı ilke edinmiştir. Böylesi ilkelerle dolu bir inanç, bir kimseye yapılan zulmü bütün insanlığa yapılmış sayan, bir kimseye karşı haksızlığı yaratıcıya karşı yapılmış sayan, insan hizmeti esas alan, halka hizmetin hakka hizmet olduğunu benimseyen bir inancın savaşla, yok etmeyle, düşmanlıkla bir ilişkisi olamaz. Böylesi bir inanç asla savaşı yüceltmez. Dolayısıyla veya direkt olarak da Alevilik inancı için Zülfikar bir savaş aracı değildir.

Öyleyse savaş aracı olmayan Zülfikar neyi sembolize ediyor ve neden Alevilerin en önemli sembollerinden biridir?

Her şeyden önce Zülfikar gerçek adaletin simgesidir. Kimse Zülfikar'ı bir savaş aracı olarak algılamasın. Ya da Zülfikar'ı şiddetin, kan dökücülüğün sembolü olarak algılamasın. Zülfikar'ı bir şiddet aracı Alevileri de şiddeti kutsayan bir toplum olarak lanse etmek gerçeklere aykırı bir durumdur. Gerçekte Zülfikar adaleti ve doğruluğu temsil ediyor, Alevilerde doğruların takipçisi bir toplumdur. Genel manada doğruluğun, adaletin hakim olduğu, eşitliğin egemen olduğu, her türden haksızlığın giderildiği (ya da minimum düzeye çekildiği) bir dünya özlemindedir Alevi toplumu. Zülfikar'ı bu bağlamda değerlendirmek, haksızlıklara uğramış ve herkes için adaletin insani bir hak olduğunu benimseyen bir toplumun sembolü olarak kabul etmek gerekiyor.

Hz. Muhammedin söylediği; La Fetta ila Ali La Seyfe ila Zülfikar sözü bile başlı başına aslında ne demek istediğimizi yeterince açıklıyor. Eğer klasik manada Zülfikar bir savaş aracı olsaydı bu söz söylenmezdi. Kaldı ki inancımız Aleviliğe göre Zülfikar Allah tarafından gönderilmiştir. Bizlerin inandığı Allah savaşçı bir Allah olabilir mi? Elbette olamaz. Bizlerin inandığı, bağlandığı, güvendiği, teslim olduğu Allah insanların kendi aralarında yaptıkları savaşları doğru bulmayandır. savaşları, kavgaları, düşmanlıkları lanetleyendir. İnandığımız Allah, savaşları lanetleyen Allah nasıl bir savaş aracı gönderir? Göndermez elbette. Onun gönderdiği insanların doğru yolu bulmaları yönünde bir semboldür. Doğru yol ise haklıdan, adaletten, doğrulardan yana olmak, bunları yaşamın bütün alanlarında hakim kılmaktır. Alevi inancındaki deyimle rızalıkla/razılıkla bütün işlerini görmektir. Tekrar tekrar belirtelim ki Zülfikar bir savaş aracı değildir. Zülfikar, doğruların/doğruluğun, hakkaniyetin, adaletin, mertliğin, dürüstlüğün, haksızlığa ve zalimliğe başkaldırının sembolüdür. İnsan olmanın, insan kalmanın, mertçe yaşamanın, hainliği ve kalleşliği mahkum etmenin, yüce yaratıcıyı, İmam Ali'yi, cümle erenleri ve onların ışıklı yolunu hatırlatmanın, akılda tutmanın; adaletin er veya geç yerine geleceğinin, haklının her daim haklı olduğunun, haksızın her daim hesap vermeye mahkum olduğunun sembolüdür.