Pir Seyyid Mehmet Baba

Pir Seyyid Mehmet Baba

5. Postnişi

Pir Seyyit Mehmet; Babası Pir Seyyit Mehmet Kendisine çocuk Olmamaış      Allah bir oğlan evlat verince Kendi ismini Oğluna vermiş böylelikle’PİR SEYYİT MEHMET OĞLU, BABAM PİR SEYYİD MEHMED ümrü boyu İnançc  konusundaki İslamın gerçek  içtiatları doğrultusunda günün çok zor  koşuları Dünya ve Türkiyedeki inançsız siyanistleriyle  Dergahda büyük mücedeleler,  vererek tüm zorlukları başarmıştır ve inceliklerini  ve teferuatlarını buraya yazmayı gerek gürmedik Korkunç ölümle tehdit edilip, tüm saldırılara rağmen yelmeden Dergahdaki hizmetinden taviz vermeden görevini o zor şartlarda bile başarıyla yürütmüş,Köylü köyü terk etmesine rağmen Tek başına Köyde Kalarak,  Halkını Devleten, Devletinide Halktan ayırmamış ve başarıyla dürüst ve tarafsız ezilen halkının yanında gerçek bir Din adamı ve  Pir olarak icraatını göstermiştir.Toplumdada takdire şeyan olmuştur.

Pir Seyyit Mehmet Dede, tarihin en önemli dönemlerinden biri Emevi zihniyeti ve bir kısım, saltanat sahiplerinin kendisine sunduğu bütün teklifleri reddetti. Pir Seyyit Mehmet bu dönemde Bu Memlekete ki, Zeynel Ağa aşiretine bağlı tüm torunları yani hormek aşireti başta olmak üzere tüm Aleviler hatta Suniler dahi İlmi yetenekleriyle çok sever ve sayarlardı. Evlerde ve Dergahda Cemler ve imkanları dahilinde halk arasında vaki sıkıntılarla barış ve Sulh birlikteliğinde bölgeye ciddi hakimiyeti dedelerinin yaptığı gibi ciddi hakimiyeti heran mevcuttur. Karer Bölgesi ve Halkının Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde Aşiretler arasında. Pirini çevre ve İnanç Önderleri arasında Üstün meziyet ve büyük yeteneklere sahip olması için gece gündüz ciddi bir önderlik örnek duruşu içinde 8 pare Karer ve Doğu Güneydoğu Bölgesine gerek İnanç ve diğer Ehli-Beyt’ İslamiyetininin Kur-an’ı Kerim’in ışığı doğrultusunda tüm dedelerimi ve örnek alarak Dergahın işlevliğini bu doğrultuda  Pir Kür Hüseyin ve  Dedesi Ulu Mansur gibi ayrıca Büyük Dedeleri Caferi Sadık gibi  bütün kutsal imamlarda olduğu gibi derin bir bilgiye sahipti. Pir Seyyit Mehmet ilim irfanı yanı sıra Mühüpleri vasıtasıyla bütün insanlığa ulaşması için çalıştı. Pir Seyyit Mehmet salt dini bilgiler değil, insanlığın sorunlarına çözüm için diğer alanlarda örnek oldu. Pir’ın fazileti sonucu onlarca ilim sahibi insan yetişti. Hatta bazı Sünni alimler bile onun öğrencisi olmakla övünürlerdi.

Pir, Karametleri  yanı sıra ahlâklı kişiliği ile kendisiyle tanışan insanları etkiliyordu. Onunla tanışan, onun sohbetlerine katılan bir çok insan onun etkisinde kalmış, bilgisinden, davranışlarından etkilenmiştir.

DERGAHIN  5.NCİ PİR’İ VE POSTNİŞİ

PİR SEYYİT MEHMET’İN DÜNYA İNSANLARINA VEFATINDAN EVEL OĞLU PİR SEYYİT SELÇUK’A  ÜÇ VASİYETİ.
                   ‘Pirin hakka yürümeden üç gün evvel,Dergahın  Odasında bulunan meclis özelikle Müsaibi Gülabi Karanoğlu Pirim, İkrarım Bıram Ölüm hepimiz içindir. Vasiyetlerinizi öğrenmek istiyoruz buna hakkımız var çok zorlayınca cemat. Beni iyi dinlesinler ve söylediklerimi yerine getirsinler cemata söyliyor ama beni kast ediyor.Kapının arkasınds  ayakta hizmet etmekteyim. İyi dinleyin dedi. Üç vasiyetim vardır anlıyan anlasın canlarım hak kardeşim dedi ve Müsaibini kast eti.’

                   1-Beni tanıyan,tanımıyan tüm Dost, Mühip. Talip ve tüm  Canlarıma  söyle ‘Bana Helal ETSİNLER.

                  2-Yine Dost, Mühip, Talip ve tüm Canlarıma söyle Ben Hakka yürüyorum (gidiyorum). Amma Unutmayın, Hep  Yanınızdayım. Kör Olmayan görür.

                   3-Oğlum bu Dergahı (Tekkiyeyi) ve Dost,Mühip,Talip ve Canlarımızı yalnız bırakma hep onlarla beraber ol. Bu hakikat hizmeti olan Ehli-Beyt iptidasından sakın ayrılma İlim ve Ahlakı kendine ilke etki insanlığa laik olan her şeyi Allah sana nasip etsin diye vasiyet eti.                                                                                                                                                                                      CEMAAT:Dergah için Anna için ve bizim için vasiyetin nedir Pirim  çok zorladılar. Hayır üç vasiyetm vardı söyledim ve her kes işini bilir ve herkes işine sahip çıksın dedi.

Mübarek Mezarın yeri içinde zaten Hakka yürüyüşünden bir yil önce, Rüyasında İmam Ali, Muş-Vartodaki Dedesi Çolak Pir Seyyit Hasan yani Pir Kür Hüseyin’in küçük Kardeşi ve Pir Kür Hüseyinle birlikte Mevcut Mezarın yerini Pir Seyyit Mehmete TAPU yaptıkları ve kendisininde bir kısır koyun kesip orada Kurban Kesmış ve  Mezar taşını kendisi dikmiştir. Pir Ruyası üzerine Oradada Defin edilmiştir.

 

 

DERGAHIN  5.NCİ PİR’İ VE POSTNİŞİ

PİR SEYYİT MEHMET’İN DÜNYA İNSANLARINA ALTIN KISA SÖZLERİ

1-İmam Ali aleyhi`s-selâm`ın Ehli-Beyt sevgililerine; velayetimiz yolunda mallarını bir­birlerinden esirgemeyen, sevgimizle birbirlerini seven, emrimizi (İslam esaslarını) diriltmek için birbirlerini ziyaret eden, sinirlendik­lerinde zulüme yönelmeyen, hoşnut olduklarında israf etmeyen, komşularına bereket olan ve muaşeret ettikleri kimselerle de sulh-u sefa içerisinde bulunan kimselerdir.Bu esaslardan vazgeçmeyin.

2-Dünya’da insanoğlu’na  Tembellik,hem ailesine, hem dine, hem de dünyaya zarar verir.O insan Muafak olması mümkün değildir.

3-İnsanların insanlardan boyutu ne olursa olsun; İsteği suâl eden (bir şey isteyen), suâl etmenin ne kadar kötü olduğunu bilseydi hiç kimse, başkasından bir şey istemezdi. Eğer kendisinden bir şey istenilen kimse de, vermemenin ne kadar kötü olduğunu bilseydi, hiç kimse diğerini reddetmezdi.

4-Allah-u Teâlan`ın bazı kulları uğurlu ve kolaylık çıkarıcıdır­lar; kendi geçimlerini sağlar ve halk da onların sayesinde rahatça yaşar. Onlar kullar arasında yağmur gibidirler. Allah`ın, bazı kulları da mel`un, zorluk çıkarıcı ve hayırsızdırlar. Ne kendileri rahat yaşar ve ne de elleri altında olan insanlar rahat yaşar. Bunlar, Allah`ın kulları arasında, önlerine çıkan her şeyi yok eden (yiyip bitiren) çekirgeye benzerler. Sizler cömertlik kapılarını hep açık bırakın sakın kapatmayın.

5- Bütün yaşamınızda; Ufkunuzu ve Dilinizi halkın size söylemesini sevdiğiniz en güzel sözü, onlara söyleyin. Allah, lanetleyen, söven, dokunaklı söz söyleyen, çirkin söz konuşup küfreden ve ısrar ederek diğerinden bir şey isteyen, başkasına ağız açan bir kimseyi sevmez. Ama hayâlı, olgun ve (çirkin şeylerden) kaçınan iffetli kimseyi sever.

6-İnsanın Selam ve tevazu’su‘ Allah’ın sevgisidir. Allah-u Teâla, (insanın) herkese selam vermesini sever.Ona sevgisinden ve  şefkatından pay verir.o insan hiçbir darlık çekmez.


7-Pir, Ermiş ve Mü’min, kendisinde üç haslet olmadıkça mü’min olmaz: Rabbinden bir sünnet, Peygamber’inden bir sünnet ve imamından bir sünnet. Rabbinden olan sünnet, sırrı gizlemektir. Peygamber’inden olan sünnet, halkla iyi geçinmektir. İmamından olan sünnet de sıkıntı ve zorluklarda sabırlı olmaktır.Pir, Ermiş ve Mümin’den olan sünet’de Hak’a ve Halka teslim olmak’tır.Sabır insanoğlunu güzel olan bütün makamlara ulaştırır.

8-Güzel Ahlak, Kanaatkar ve Nimet sahibi olan kimse, ailesine rahat bir geçim sağlamalı ve bu güzelliği fark eden bir insan tüm insanlara faydalıdır.

9-Kuran’ı okumak çok güzel, Cem,İbadet ve Zikir etmek çok güzel,Secdeye gelmek çok güzel, Oruç tutmak çok güzel,  Allah`ın işleri hakkında çok düşünmektir. (Çünkü ancak bu yolda insan Allah’ı  iyice tanıyabilir ve ihlasla ona ibadet eder.)

10- Peygamber’lerin ve İmamlar’ın  sıfatlarından biri de temizliktir.Arınmak ve Arındırmak.Aptest dediğimiz temizlikde tüm dünya insanlarına mahsusdur,(gereklidir.

11- Emin İnsan, sana hıyanet etmemiş, sen haine güvenmişsin. (Bu söz, emaneti zayi edilen bir kimse için söylenmiştir. Maksat, emin insanlara su-i zanda bulunmamak ve herkesi de emin saymamak gerektiğini açıklamaktır.)

12- Allah İnsanoğlu’na bir işi irade ettiği zaman kulların aklını alır; böylece emrini gerçekleştirir, iradesi yerini bulur. Emrini gerçekleştirdikten sonra herkese aklını geri verir. O zaman "Bu (olay) nasıl oldu ve nerden ortaya çıktı?" diye şaşırırlar.
13-Münasebetsiz konuşma ve Susm”ak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak, (boş yere konuşmamak), muhabbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.Altındır.

14-Avare ve Boş işler, boş sözleri gerektirir.

15-Baba Hakka yürüdüğünde; Büyük kardeş baba yerindedir. Anne Hakka yürüdüğünde Büyük Abla Anne yerindedir.

16-"Adi insan kimdir?" diye sorduklarında Pir; "Sahip olduğu şey, kendisini Allah’tan alıkoyan (gafil eden) kimsedir." buyurdular.

17- Pir, yazının üzer  "(Bunun) sakıncası yoktur." Saklıyordu. Bir şeyleri not etmek istediğinde de: "Bismillahirrahmanirrahim, inşaallah hatırlarım." yazıp sonra dilediği şeyi yazardı.

18-İnsan sözünü ettiğin kimse hazırsa künyesini, hazır değilse güzel uslupla ismini zikret.

19-Dünyada Herkesin dostu onun aklıdır; düşmanı ise Okumamak ve Ahlaksızlıktır.(yani ilim ve ahlaktan mahrum olmaktır.)

20-Yaşam boyu İnsanlarla muhabbet etmemek aklın yarısıdır.

21- Allah dedikoduyu,fuzuli israfı, malı zayi etmeyi ve her şey için insanlara ağız açmayı sevmez.

22- İslamda on haslet olmadıkça aklı kemale ermez: "İyiliği umulmalı, kötülüğünden emin olunmalı, başkalarının az iyiliğini çok görmeli, kendisinin çok hayrını az saymalı, ihtiyacı olanların müracaatından bıkmamalı, ömür boyu ilim talep etmekten yorulmamalı, Allah yolunda fakir olmayı zengin olmaya tercih etmeli, Allah yolunda aşağı olmayı düşmanların içerisinde aziz olmaktan üstün bilmeli, tanınmamayı meşhur olmaya üstün tutmalı, onuncusu ve en önemlisi olan ise ilk karşılaştığı herkesi kendisinden daha iyi ve daha bilgili ve üstün  bilmesidir.

İnsanlar iki kısımdır: Kendisinden daha iyi ve bilgili  olan ve kendisinden daha kötü ve daha aşağı olan. (Nazarında) Kendisinden daha kötü ve daha aşağı olan biriyle karşılaştığında şöyle demelidir: "Belki onun iyiliği gizlidedir ve bu onun yararınadır. Benim iyiliğim ise açıktadır; bu da benim zararımadır." Ama kendi-sinden daha hayırlı ve daha takvalı birini gördüğünde de, ona ulaşmak için karşısında tevazu etmelidir. Bunu yaparsa makamı yücelir, iyilikleri temiz olur, ismi iyi anılır ve zamanının efendisi olur.

23- Bir adam, "Kim Allah`a tevekkül ederse O, ona yeter." ayetinin manasını Pir buyurdu, "Tevekkülün dereceleri vardır. Bir derecesi; bütün işlerinde O`na güvenmen, O’nun tüm işlerine razı olman, hiçbir hayır ve hiçbir hususta senin hakkında kusur (haksızlık) etmediğini ve hükmün de O`nun elinde olduğunu bilmendir. Öyleyse O’na tevekkül et ve işleri O`na bırak. Diğer bir derecesi de; ilminin kuşatmadığı gayb-ı ilahi`ye iman etmendir; o gaybın ilmini Allah`a ve O`nun eminlerine bırakman, gayb ve gayb olmayan her şeyde Allah`a güvenmendir."

24- Talip ve Mühipler "Ameli batıl eden bencillik nedir?" diye sorduğunda ‘PİR’ "Bencilliğin dereceleri vardır: Bazen bencillik insanın kötü amelini onun için süsler, insan onu iyi görür, ondan hoşlanır ve iyi bir iş yaptığını zanneder. Bazen de insan Rabbine iman eder ve bununla Allah`a minnette bulunur. Oysa imanı için de Allah`a minnet borçludur.

25- Mühipler "Yunus ibn-i Abdurrahman, marifetin (Allah`ı tanımanın) iktisabi olduğuna (kazanıldığına) inanıyor." dediğimde;Pir’  şöyle buyurdular: "Hayır, o hata etmiştir. Allah, marifeti dilediğine verir. Bunu bazılarında sabit kılar, bazılarında ise emanet bırakır. Sabit kılınan, Allah`ın asla geri almıyacağı şeydir. Emanet verilen şey de insana verilip sonradan geri alınan şeydir.

26- Talip Dost ve Mühipler "Kulların marifet (Allah’ı tanıma) konusunda herhangi bir rolü var mı?" diye sorduğumda ‘Pir’  "Hayır, yoktur." buyurdular. Marifet hususunda sevapları var mı? dediğimde de: "Evet, vardır. Allah onlara, hem marifet vermiş, hem de doğruyu ihsan etmiştir." buyurdular.

27-Mühiplerin, Pir’e ; "Kulların fiilleri mahluk mu, değil mi?" diye sorulduğunda, ‘PİR’  "Allah`a andolsun ki, onlar mahluktur." buyurdular. Pir şöyle buyurdu fiillerin mahluk olmasından maksadı takdiri yaratılıştır, yoksa tekvini değil.- Daha sonra şöyle buyurdular: "İman, İslam’dan bir derece üstündür, takva da imandan bir derece üstündür, insanlara yakinden daha üstün bir şey de verilmemiştir."

28-Talipler "Kulların en seçkini kimlerdir?" diye sorduklarında:’Pir’ "Kulların en iyisi, iyi iş yaptığında hoşnut olan, kötü iş yaptığında mağfiret dileyen, kendisine bir nimet verildiğinde şükreden, sıkıntıya düştüğünde sabreden ve sinirlendiğinde de affeden kimsedir." buyurdular.

29-Pir’e "Tevekkülün haddi nedir?" diye sorduklarında: "Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmamaktır." buyurdular.

30-İnsanoğlu,Geleneksel Mili günleri olan Kirvelik,saygın Devlet Büyükleri, Ölü ve  Evlenirken yemek vermek sünnettir.

31-İslamda ‘ İmanın’ dört rüknü vardır: Allah`a tevekkül etmek, Allah`ın kazasına rıza göstermek, Allah`ın emrine teslim olmak ve işleri Allah`a bırakmak.

32-Ey İnsan’oğlu Bir yudum suyla bile olsa sıla-ı rahimde bulun. En iyi sıla-i rahim, akrabaya eziyet etmemektir. Allah Teâla kitabında şöyle buyurmuştur: "Sadakalarınızı minnet ve eziyet ederek batıl etmeyin.

33- Hilim (olgunluk) ve ilim, derin anlayışın nişanelerindendir. Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak (boş yere konuşmamak) muha

bbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzu ve ışığıdır.